Merhaba bisikletsever ve doğaseverler;
12 kasım 2017 havanın sürüş için çok uygun olduğu bir günde
Silifkeden sabaha karşı 05:00 de yola çıkıp Adana ya gerçekleştirdiğimiz tur da
Mersinin içinde, aslında maksatımızın çay içmek olduğu ama uğradığımız yer
börekçi olunca böreğinden de yediğimiz Sarıyer Börekçisi o tarihten bugüne
grubumuz da böreğin tadından söz edeceğimiz bir yer olacaktı.
Ve öyle de oldu…
Yine hafta başında Pazar günü (07.01.2018) yapmak
istediğimiz turla ilgili konuşmaya başlamıştık. Hafta boyunca yağan yağmur
hafta sonu yerini güneşli bahardan kalma bir güne bırakacaktı. Bunun farkında
olan bizler, tur yapmayı kafaya koymuş ve yapacaktık.. Ben hafta içinde işimden
dolayı, çevre köyler de yaptığım gezilerde güzergahları not alıp belki Pazar
günü bunlardan birine gidebiliriz diyordum. Haftanın son iş gününde, Cuma günü
Mersin de börek yediğimiz Sarıyer börekçisine tur yapmaya karar verdik. Daha
önce yaptığımız turların güzergahını neredeyse 1 hafta önceden belirleyince
heyecanı da 1 hafta sürüyordu, bu güzergahı 2 gün önce kararlaştırınca
heyecanımız da az da olsa sanki bir eksiklik hissettik hatta bunu Bilal
arkadaşımız bize sordu “kimse de tur heyecanı yok gibi…”
Aslında bizi daha çok heyecanlandıran bilmediğimiz yollardı
benim fikrimce ve bu güzergaha 3. kez gidecektik. Bilmediğimiz ama sürerken
fark edeceğimiz bir şey olacaktı yolculuğumuz da, ben Alpay’a yan yana sürerken
“Alpay , bu Mersin yolunu ne kadar rahat gidiyoruz artık” diyecektim. Neden
böyle diyebildiğimi biliyordum. Çünkü
Mersine yaptığımız ilk tur da kullandığım bisikleti kullanmıyordum ve
grubumuz artık daha kondisyonlu ve daha az dinlenerek sürüyordu.
Pazar sabahı (07.01.2018) saat 06:20 yola çıkmıştık artık…
Pedallemeye başlayıp daha silifkeyi çıkmadan arkadaşlarıma
durmalarını söyleyip soğuktan korunmak amaçlı kullandığım birkaç malzemeyi çıkarmayı istedim. Arkadaşlarım her zaman
söylerler “Koray hazırlanacak bir çay daha içelim, bir kahve daha içelim”
diye J ama bu sefer kısa sürdü ve yolumuza devam
ettik.
Tahminim 20-25 km/h hızla sürerken nereden geldiğini
anlayamadığım bir enerjiyle, kendimi en önde ve arkadaşlarıma da en az 500
metre fark açmış buldum, ne yalan söyleyeyim bu durum beni gaza getirdi ve
Narlıkuyu tepesine kadar durmayıp tepe de gelmelerini bekledim. Arkama baktığımda
beyaz bir ışık ama gayet etkili bir ışık ortalama 15-18km/h hızla geliyordu
bunlar arkadaşlarımdan başka kimse olamazdı. İlk önce Alpay geldi ardından 10
saniye sonra da Bilal geldi. Ve öğrendim ki arkamda kalmalarının sebebi Alpay
arkadaşımın üşüdüğünden hız yapmamasıymış. Dönüş yolunda bunu bana daha iyi
anlayacaktım.
Narlıkuyu tepesinde 5 dakika gibi kısa bir soluklanmadan
sonra bizi en az 2 km lik çok güzel bir iniş beklemekteydi. Hepimiz farklı
hızlarda inişimizi gerçekleştirip, Kızkalesi nde tek şeride düşen yolda
tehlikeli bir geçişle, güneşin belli belirsiz, ama deniz
üzerinde oluşturduğu turuncu çizgiyi görünce hemen arkamdan gelen arkadaşlarıma
durun durun diye seslenip burada fotoğraf çekelim dedim.
Gayet gülme krizleri
kahkahalar içinde fotoğraflarımızı çektik ve tekrar yola koyulduk.
Rotamızın 28. Km sinde güneş hala doğmamıştı ama
kıpırdanıyordu saatimiz de 07:26 idi.
Fotoğraf çektiğimiz yerden 20 km sonra ihtiyaç molası
verecektik. Erdemlinin içinde bir petrol de durduk ihtiyaç molamızı verdik
ortalama 20-25 dakikalık molamızın ardından Alpay arkadaşımın da sürekli
acıktım demesi üzerine yola koyulduk. Çünkü Sarıyer börekçisinden önce bir şey
yememeliydi :)
Fotoğraf çektiğimiz yeri de sayarsak toplam 2 kere gidiş
yönünde mola vermiş olacaktık. Bu bizim için bisiklet sürüşünde kondisyonumuzun
ne kadar ilerlediğinin göstergesiydi. 80 km yolda 2 kere mola vermiştik.
Akıllara şu soru gelebilir “hiç mi rampa yoktu?” ya da şöyle diyebilirsiniz
“hee 80 km düz yol gitmişlerdir” ama 80 kmlik yolda muazzam rampalar da vardı
tabi ki de , diyorum ya 40 turun üzerinde bisiklet sürmekten bu rampalar bizim
grup için artık rampa değildi.
Sarıyer börekçisindeyiz… saat 09:30
Bilal arkadaşımızın olmasını istemediğimiz dizinde ki
rahatsızlığından dolayı Alpay ve benden 10 dakika sonra geleceği ve Alpay’ın da
çok acıkmış olmasından kaynaklı önden biz börek siparişimizi verdik. Şimdi
Bilal arkadaşımızın rahatsızlığı birden olmadı tabi ki de 3 hafta önce ki 17
aralık 2017 Silifke-Erdemli-Karahıdırlı-Elvanlı turumuz da aynı sıkıntıyı
yaşamış ve turu sıkıntılı da olsa tamamlamıştı. Bisiklet sporun da genel olarak
rahatsızlıklar diz kapağı ve bacak kasların da yaşanmaktadır bu rahatsızlıklar
sürüş öncesi ısınmamaktan ve genel olarak bisiklet sürmediğiniz zamanlar da egzersiz
yapmamaktan kaynaklanabilmektedir. Düşünsenize 150 kmlik yol da diz kapağının
ne kadar çok açılıp kapandığını ve bunu ısınmadan yaptığını. Olası
sakatlanmaların önüne geçmek için bisiklet sürmeye dayalı egzersizleri ve
ısınma hareketlerini mutlaka yapmalıyız, keyifli sürüşler için bu çok önemli.
Eviniz de ya da evinize yakın bir yer de sakatlanmıyorsunuz evinizden km lerce
uzaklar da sakatlanıyorsunuz bu oldukça can sıkıcı!!! Kısa ama önemli bir
bilgiden sonra devam edelim…
Börekçi de çalışan arkadaşın “adanaya mı gidiyorsunuz yine”
demesi bizi aradan 56 gün geçmesine rağmen hatırladığını gösteriyordu. Biz de
hayır bu sefer sırf börek yemek için tur yaptık deyince şaşkınlığını
gizleyemedi. Evet börekler geldi, sıcacık yumuşak ve tadının da dillerden düşürmediğimiz
güzellikte olduğu börekleri görünce 80 km yi bisikletle geldiğimizi unutturdu
bize. Börekleri Alpay arkadaşımla yerken bir yandan da Bilal arkadaşımızın
durumunu merak etmekte umarız bir sorun olmaz demekteydik. Bilal arkadaşımız da
geldi soluk almadan ona da aynı siparişi verdik. Bilalin börek hakkında ki
yorumu bizim için önemliydi çünkü o ilk defa yiyecekti ve biz böreği öve öve
bitirememiştik. Bilal “evet dediğiniz gibi güzel” dedi ve aslında Silifkede de
böyle bir yer açılsa güzel olur diye de cümlesini tamamladı.
Karnımız
doymuştu, tekrar hazırlıklarımızı tamamlayıp Mersin sahiline yola koyulduk.
Sahilde birkaç noktada fotoğraf çekinip, her birimizin birkaç kez alışveriş
yaptığı Decathlon mağazasına geçtik. Alpay arkadaşımızın soğuk kış şartlarında
bisiklet sürerken kullanabileceği mont a baktık fakat mağaza da olmadığını fark
edince mağazadan çıkıp filtre kahvelerimizi içeceğimiz kafeye geçtik.
Kondisyonlu sürüşümüz ve mesafenin bizim için artık uzun
gelmediğini bilmemizden kaynaklı oyalandıkça oyalanıyorduk. Kafe de yaklaşık
1.5 saat sohbet ettikten sonra saat 14:00 gibi dönüş yoluna geçtik.
Dönüş yolunda 63. Km de susanoğlunda enerji için çikolata
alıp deniz kenarında yedikten sonra toplam 165 km lik turumuzu saat 17:00 de
tamamladık. Unutmadan 165 km yolda hiçbir sıkıntı yaşamadık evime 1 km kala
kendi hatamdan dolayı kulaklığım bisikletimin arka dişlilerine takıldı ve
parçalandı bu da bana üzerimde sarkan ve bol duran bir şeyin olmaması
gerektiğini bana öğretti sizlere de bu tecrübeyi aktarmadan edemedim. Bisiklet
sürelim sürmekten keyif alalım dileklerimle.
Kahve bahane bisiklet sürmek şahane...:)
YAZAR: Koray Taşcı
Doğa birleştirir, doğa güçlendirir, doğa korur, doğa
öğretir, doğada huzur buluruz .
Bisikletli Doğa Gezginleri/Silifke