14 Şubat 2018 Çarşamba

SİLİFKE-TOKMAR KALESİ TURU-ŞUBAT 2018





Yazar:Alpay Uysal


   

     HAYDİ HAYDİ ATLIDA GELİYOR
     ŞU KIZIN GAMZELERİ TATLI DA GELİYOR
     HAYDİ HAYDİ ATAMAZ OLDUM
     SİLİFKE’NİN POYRAZINDAN YATAMAZ OLDUM
 





                    Lafı uzattım, yazdan kalma bir pazar günü  sabah saatlerinde artık şu zincirleri kırıp hafif de olsa terleyebileceğimiz bir tur yapalım dedik. Bunun için de vuracaktık yumruklarımızı masaya, ‘’Ben tura gidiyorum! ’’ diyecektik eşlerimize. :% İlk yan çizen Bilal oldu :) Önceki günlerde şiddetli esen rüzgar limon bahçesindeki fidanlarına zarar vermişti ve onarılmaları  gerekiyordu. Benim durumum da belli değildi açıkcası, neyseki 3 buçuk yaşındaki oğlum Güney’ i öğlen uykusuna erkenden yatırabilmiştim de tur yapmaya zamanım oldu. Hemen Korayla yazışmaya başladık.14:30 gibi yola çıkma kararı aldık.


     Silifke’ nin Antalya  yolu üzerinde Göksu deltası, Taşucu ve Yeşilovacığa hakim 600 m rakımlı bir tepede 12. yy civarında inşa edilmiş olan Tokmar Kalesi’ ne çıkacaktık. Bunun için öncelikle tünellerle kolaylaştırılmış yeni yolu değil, dağları, tepeleri kıvrıla kıvrıla aşan bol deniz manzaralı eski yolu kullanmamız gerekiyordu.


     Zorlu bir tur olacağını bilmenin heyecanıyla pedallamaya başladık Koray’la. Yaklaşık 12 km’lik ısınmadan sonra Silifke’nin diğer sahil beldesi Taşucu’ na varmıştık. Mataralarımızı burada doldurup bacaklarımızın soğumasına fırsat vermeden eşsiz manzaralı Antalya yoluna saldık kendimizi. Biraz tempo biraz da sohbetle tünellere varmıştık hemen.

       Eski yola dönüp  tırmanmaya başlamanın vakti gelmişti artık. Eşsiz Boğsak Koyu manzaralı  tırmanma yolunda, güzel havanın ve manzaranın tadını başka şekilde çıkaranlara  bir selam çakıp ağır ağır geçtik yanlarından.



İŞTE TÜNELLER GÖRÜNDÜ-tabi biz sola saparak zorlu yola gireceğiz



İŞTE BOĞSAK KOYU VE CAMPİNG ALANI







KEYİFCİLER UYGUN YERLERE KONUMLANMIŞLAR :)







   

 TIRMANMAYA DEVAM 

MERMERCİ ARKADAŞLARIN YOL KENARI BARİYER ÇALIŞMASI

KORAY' DA GELİYOR İŞTE


  Dedim ya eskiden şehirlerarası Mersin-Antalya yoluydu burası, otobüslerin, tırların son derece tehlikeli virajlarda cirit attığı yol bizlere kalmıştı artık. Yolun tırmanışı bitip de inişin başladığı tepe noktasında Tokmar Kalesi tabelası karşıladı bizi. Asıl tırmanış şimdi başlıyordu. Yaklaşık 7 km kalmıştı kaleye, bunun da 4 km si sert virajlarla yumuşatma girişimleri başarısız kalmış dimdik bir yokuşdu.  Afrodisyas yolu bile ova kalır hatta bunun yanında. Nihayetinde son düzlüğe geldiğimizde rahat bir soluğu hak etmiştik artık. Etrafta Yörük ailelerin barınakları görünmeye başlayınca Korayla birbirimize sokulduk hemen. Duymaya başladığımız keçi ve çan sesleri azılı çoban köpeklerini getirir çünkü aklımıza. Az sonra da havlamalar başladı zaten. Nerdeyse bisikletin boyuna yaklaşan heybetleri ve boğazlarındaki demirden dikenler yokuşun hararetini soğuk soğuk  tere çevirdi bir anda.Dikkatli bir şekilde aralarından sıyrılıp kalenin kalenin girişine varabildik en sonunda. 50 mt’ lik taşlı toprak yolu yürüyerek geçip tarihi kapıdan giriş yaptık kaleye.

ASIL YOKUŞ ŞİMDİ BAŞLIYOR

EPEY YÜKSELMİŞİZ

ARADA BİR DİNLENMELİYİZ TABİ

İŞTE KALE GÖRÜNDÜ





         Burası 3 tarafı yalçın kayalardan uçurum olup bölgenin hem kara hem de deniz yoluna hakim, yaklaşık 600 m rakımda kayaların üzerine inşa edilmiş bir kale. Toplamda 28 km olan yol , 16 km si hafif  inişli çıkşlı, devamında 5 km lik kıvrıla kıvrıla tırmanmanın ardından 4 km
oldukça dik çıkış ve tepede 3 km düzlükten oluşuyor. Yaklaşık 1 sa 30 dk da ortalama 18,5 km hızla ulaştık kaleye. Manzaranın tadını çıkarıp fotoğraflar çekmeye başladık. Tek sıkıntımız sisli havanın manzaramızı sabote etmesi oldu.  Silifke’ nin hem merkezi hem de çevresi tarihi eser yapılarıyla doludur, öyle ki etrafımızı çevreleyen kırık testi ve amfora parçaları o kadar da ilgi çekici gelmiyor bize. 


     Kalede yerleşim kuran halk, liman olarak aşağıdaki Barbaros koyunu kullanıyormuş. Biz bisikletle bile bu kadar zorlanmışken o dönemin insanları ellerinde yük olduğu halde nasıl inip çıkıyorlarmış şaşırdım doğrusu. Can güvenliği için insan neler yapıyor işte. Bir taraftan da bakımsız bisikletlerle, kask, aydınlatma ve yeterli fark edilme araçları kullanmadan, trafik ve sürüş kurallarından bihaber  tur yapan arkadaşlarımızı düşünüyorum. Sanırım sorun öngörüsüzlük.


        Neyse,biz kaleye girerken tetikte bekleyen köpekler, zararsız canlılar olduğumuza kanaat getirmiş olacaklar ki, dönüşte sakince uğurladılar bizi. İnişimiz, çıkışımızdan zor oldu doğrusu. Freni bıraktığımız anda hızlanıveriyordu bisiklet ki hemen ilerdeki keskin viraj için frene basmaya anca fırsat buluyorduk. Biz çıkarken, Boğsak manzarasında keyif yapan arkadaşlar aynen koruyorlardı pozisyonlarını. Dönüşte de kendilerine selam çakıp hızla indik yanlarından. Taşucu’nda deniz kenarında sıcak bir kahveyi hak etmiştik ama dedim ya çocuğu uyutup tura çıktım diye, uyanmadan dönmeliydim. O yüzden molasız döndük Silifke’ ye. Giderken bir buçuk saat süren yolu, dönüşte 1 saatte tamamlamıştık. Bu kısa tur sayesinde tur hevesimizi biraz törpüleyebildik. İlerideki turlarımızı yine yazmaya devam edeceğiz.
       Yeni tur yaptıkça sizlere hem turu, hem de Silifke’nin güzelliklerini anlatmaya devam edeceğim. Şimdilik kendinize iyi bakın.



















 BURASI DİLLERE DESTAN GÜZELLİĞİ İLE TAHTALİMANI DİĞER ADIYLA BARBAROS

   


SİLİFKE-TOKMAR KALESİ TURU-ŞUBAT 2018

SİLİFKE-TOKMAR KALESİ TURU Yazar:Alpay Uysal          Merhaba sevgili bisikletçiler. 1 aylık aradan sonra dişe dokunur bi...